Ekonomimizin büyümesi, ithalat ve ihracatımızın
artmasıyla birlikte ülkemizdeki lojistik faaliyetler de artmıştır. Lojistik
hizmet sağlayıcı firmaların pazarı son 20 yıldır hep büyümektedir. Bu büyüme
hemen hemen her yıl en az %15’lerde seyretmektedir.
Uzmanlara göre gelişmiş ülkelerde GSMH’nın ortalama
%11-12’si lojistik harcamalara gitmektedir. Bu veriden yola çıkılarak 300
milyar Euro GSMH’sı olan Türkiye’nin 33 milyar Euro’luk lojistik potansiyeli olduğu
söylenebilir. Şu anda bu potansiyelin sadece üçte biri (11 milyar Euro)
lojistik firmalarına havale edilmektedir. Ülkemizin mevcut mal hareketinin %
70’i halen şirketlerin kendi bünyelerindeki birimler tarafından
karşılanmaktadır. Sadece %30’u dış kaynak kullanımı yolu ile karşılanmaktadır. Bu
oranın 5 yılda %40-%60 oranında dış kaynak kullanımı lehine değişeceği
öngörülmektedir.
Sektörde irili ufaklı binlerce firma olsa da sektörün
yükü, 40’ı yabancı sermayeli, toplam 200 firmanın omuzlarındadır. Sektöre yön
veren firma sayısı ise 70 civarındadır. Lojistik faaliyetlerinin tüm alt dallarını
bünyesinde bulunduran firma sayısı ise azdır.
Türkiye’nin ihracat ve ithalat mallarının ağırlık bazında
%11’i, değer bazında %36’sı karayoluyla taşınmaktadır. Ağırlık ve değer bazında
taşıma kollarının payları aşağıdaki gibidir. (2007 bilgisidir)
·
Denizyolu %87 %51
·
Karayolu %11 %36
·
Demiryolu %1 %1
·
Havayolu %0,1 %10
·
Diğer %1 %2
Küçük lojistik firmaları genelde taşıma kollarından
birinde uzmanlaşmışlardır. Bununla birlikte büyük firmalar hemen hemen tüm
taşıma kollarında faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin en büyük 70 lojistik
şirketine bakıldığında, yüzde 70-80’inin nakliye ve depolama, yüzde 50-60’ının
depo içi elleçleme, yüzde 35’inin kalite kontrol hizmetlerini ve yüzde 20’sinin
ise hafif montaj işlemlerini gerçekleştirdiğini görüyoruz.
Uzmanlara göre, önümüzdeki birkaç yıl içinde sektör
büyümeye devam ederken, şirket sayısı azalacak. Birleşme ve satın almalar
yaşanacak ve bu azalma sonucunda da rekabet fiyat odaklılıktan, teknoloji
odaklılığa geçecek.
Dünya lojistik pazarı 6 trilyon USD büyüklüğündedir.
Avrupa lojistik pazarının 800-900 milyar Euro olduğu tahmin edilmektedir. Avrasya
ticaretinin kalbindeki Türkiye; Avrupa, Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya, Orta
Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun bağlantı köprüsü konumundadır. Uzmanlara
göre lojistik firmalarımız önümüzdeki yıllarda Asya ve Avrupa arasındaki 600
milyar dolarlık mal hareketinden daha fazla faydalanacaklardır.
Karayolu
Taşımacılığı
Türkiye’de C2 (uluslar arası taşımacılık) belgesine sahip
yaklaşık 1400 firma bulunmaktadır. C2 yetki belgesine sahip firmaların araç
parkuru (2008 bilgisidir);
·
27.500 çekici
·
2.100 römork
·
33.000 yarı römork
·
24.500 kamyon
Türkiye’nin, dört tarafındaki yakın bölgesine karayoluyla
ihracat çıkışı 2008 yılında yaklaşık 1 milyon araçtı. Bu çıkışların %70’inin
komple taşıma olduğu tahmin ediliyor. Geriye kalan 300 bin çıkışın grupaj (bir
dorsede birden fazla firmanın malının taşınması tekniği) olduğu tahmin
ediliyor. Dış ticaret bazlı grupaj taşımacılığı pazarının 2 milyar Euro
civarında olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye’nin karayolu taşımacılığında ihracat odağı
batıdan doğuya kaymaktadır.
·
Avrupa ülkelerine 2008 yılında 364 bin ihraç
seferi varken, bunun 2009 yılında 330 bine düşmesi bekleniyor.
·
BDT ve Asya ülkelerine 2008 yılında 155 bin
ihraç seferi varken, bunun 2009 yılında 150 bine düşmesi bekleniyor.
·
Ortadoğu ülkelerine 2008 yılında 321 bin ihraç
seferi varken, bunun 2009 yılında 350 bine çıkması bekleniyor
Yurtiçi lojistik ve kara taşımacılığı da; ticaretin
gelişmesi, e-ticaretin yaygınlaşması, AVM sayısının artması, Anadolu
şehirlerinin üretim ve tüketimde daha fazla rol alması gibi nedenlerden dolayı
artması beklenmektedir. Bu gelişme ihracat ve ithalat odaklı lojistik
firmalarının yurtiçine de odaklanmalarına neden olacaktır.