Bal dünyanın en sağlıklı ve en eski doğal gıdasıdır. İnsan
yapımı ahşap kovanlarla arılara yuva yaparak bal ürettirmek 150-200 yüzyıllık
bir tekniktir. Ondan önce bazı topluluklarda kerpiçten yapılan kovanlar görülse
de bal tamamen doğadan toplanan bir gıdaydı ve tüketimi bugünkü gibi yaygın
değildi. Yani son 200 yıldır insanoğlu balın tadına varmaya başladı desek
yanlış olmaz. Gezginci arıcılık, yani kovanları farklı yerlerde süreli olarak
bekleterek, arıların daha fazla çiçeğe konmasını sağlamak son 60-70 yıldır uygulanan
ve bal üretimini artıran bir tekniktir. Dolayısıyla bal fiyatlarının
ucuzlamasını ve tüketimini artırmıştır.
Türkiye çiçek çeşitliliği, iklimi ve doğal zenginlikleri
açısından arıcılık cennetidir. Ülkemizde 140 bin profesyonel arıcı vardır. Bu
arıcılar kovanlarını bahçeden bahçeye, yayladan yaylaya, ormandan ormana,
dağdan dağa gezdirerek çok nitelikli ballar elde etmektedirler.
Türkiye 70 bin tonla dünya bal üretiminde ilk 4
arasındadır. Yeni alanlar yaratılarak ve yeni çiftçiler yetiştirilerek rekolte
kısa sürede %50 artırılabilir ve 110 bin tona çıkabilir. 5 yıl içerisinde de
%100 büyüme yakalanabilir.
Türkiye’de kişibaşı yıllık bal tüketimi 0,86 kg’dir. Avrupa’da
kişi başı bal tüketimi 4 kg’dir. Kişibaşı gelirin ve sağlıklı beslenme
kültürünün artmasıyla kısa zamanda bal tüketimimizin de artacağı öngörülmektedir.
2006 yılında 70 milyonluk Türkiye’de 70 bin ton bal
üretimi gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Üretilen balın %14’ü (10 bin ton) ihraç
edilmekte, %90’ı (60 bin ton) iç piyasada tüketilmektedir. Toplam üretimin %17’si
(12 bin ton) paketlenerek satılmaktadır. Geri kalanı (48 bin ton) açık olarak satılmaktadır.
Türkiye’deki Gıda Yasası’na göre; kaynağı belirsiz, açık bal (ister süzme ister
petek olsun) satışı yasaktır. Buna rağmen üretilen 70 bin ton balın yaklaşık
%70’i kısmen veya tamamen yasaya aykırı bir şekilde satılmaktadır.
Bal sektörümüz; toptan satış rakamlarıyla 470 milyon
dolar, perakende satış rakamlarıyla 610 milyon dolarlık bir pazardır.
Türkiye’de 30 ile 4000 ton arasında kendi markasıyla bal
işleyip paketleyen, irili ufaklı yaklaşık 40 firma vardır. Bu firmaların pazara
sunduğu bal miktarı yıllık olarak yaklaşık 12 bin ton civarıdır. Bu 40 firmanın
cirosu yaklaşık 90 milyon dolar civarındadır. Ortalama kilosu 7,5 dolardan
(9-10 YTL’den) bal satmaktadırlar. Çiftçiden balı ortalama 3,75 dolardan (4-5
YTL’ye) almaktadırlar.
Önümüzdeki yıllarda paketli ve markalı bal tüketiminin hızla
artması beklenmektedir.
Sektörün en büyük
problemi sahte bal ve niteliksiz baldır. Sektördeki bazı düzenbaz tüccarlar
şekerden imal ettikleri veya şeker karıştırdıkları balları piyasaya
sürebilmektedir. Niteliksiz bal ise pamuk ve ayçiçek tarlalarına
konuşlandırılan arı kovanlarından ve arılarına şekerli su ikram eden arıcıların
ballarından elde edilen ballardır. Sahte ve niteliksiz bal üreticileri aroma
katkılarıyla ballarını neredeyse orijinal bal tadına ve rengine
çevirebilmektedirler. Ama sektördeki üretici birliklerin, yani gerçek
arıcıların baskısı ve kontrolüyle ve de devletin denetimiyle düzenbaz
balcıların piyasadan eleneceği beklentisi hakimdir.