Bilgisayar Sektörü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilgisayar Sektörü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Bilgisayar Sektörü 2


Bilgisayar sektörü müthiş bir dönüşüm içerisinde. Masa üstü bilgisayar satışları %20’lerin altına inmiş durumda. Taşınabilir (mobil) bilgisayarlar revaçta. Dizüstü bilgisayar (notebook), düşük hafızalı, az donanımlı, internet amaçlı mini dizüstü bilgisayar (netbook) ile dokunmatik ekranlı ve ince kasalı tablet bilgisayar (pad) daha fazla talep görmektedir. Özellikle tablet bilgisayarların yaygınlaşma hızı oldukça şaşırtıcıdır.  Ayrıca telefonla bilgisayarın melez karışımı olan akıllı telefonların bilgisayarlara olan ihtiyacı gün geçtikçe azaltacağı, hatta bu yüzden 10 yıl sonra bilgisayar sektörünün bugünkünden çok farklı olacağı dile getirilmektedir.

İnsanlar kişisel bilgisayarlarını her yere götürmek istediklerinden dolayı masa üstü bilgisayar satışları 1-2 yıl içerisinde %5’lerin altına inecek. Alanlar da genelde kurumlar olacak. Taşınabilir bilgisayarlar hem hafiflemekte hem de incelmekte. Üstelik yetenekleri artmasına rağmen fiyatları da sürekli düşüyor. Bu da tercih edilirliğini artırıyor.

2010 yılında büyük markaların dünya çapında satılan dizüstü bilgisayarlar adetleri şöyle;

Marka
Notebook
Netbook
TOPLAM
HP
        38.000.000   
        6.000.000   
        44.000.000   
Acer
        28.000.000   
     12.000.000   
        40.000.000    
Dell
        21.000.000   
        3.800.000   
        24.800.000   
Asus
        14.000.000   
        6.000.000   
        20.000.000   
Toshiba
        15.800.000   
        3.000.000   
        18.800.000   
Lenovo
        14.500.000   
        3.500.000   
        18.000.000   
TOPLAM
     131.300.000   
     34.300.000   
     165.600.000   

Yukarıdaki markaların dışında kalan uluslararası ve yerel bilgisayar markalarının toplam notebook ve netbook satışı 200 milyon adet civarında. Bu rakamlara masaüstü ve tablet bilgisayarlar dahil değildir.

Microsoft’un verilerine göre 2010 yılında Türkiye’de 3,6 milyon bilgisayar satıldı. Bunun 2,3 milyonu dizüstü bilgisayardı. Türkiye’de2010 yılı sonu itibariyle işyerlerinde ve evlerde yaklaşık 20 milyon bilgisayar olduğu tahmin ediliyor. (Bunların yaklaşık 7,5 milyonu dizüstü)

2011 yılında 3,5 milyonu taşınabilir olmak kaydıyla 4,2 milyon bilgisayar satılması bekleniyor. 2012 4,5 milyonu taşınabilir olmak kaydıyla yılında 5 milyon bilgisayar satılması bekleniyor.

Bilgisayar satışlarının amiral perakende noktası tekno marketlerdir. 2010 yılında toplam satışların %50’si buradan yapılmıştır. Tekno-marketlerin ağırlığı devam etmekle birlikte, e-ticaret sitelerinin satışları da hızla artış göstermektedir.

Tablet bilgisayar ve akıllı cep telefonu satışlarının klasik dizüstü bilgisayar satışlarından önemli pay alacağı da tahminler arasındadır. Bu duruma yerli bilgisayar üreticilerinin nasıl ayak uyduracağı sektörün geleceğini derinden etkileyecektir.

Yerli televizyon üreticilerinin plazma-lcd ekran teknolojisine hızlı geçemeyerek yurt içindeki ve ihracattaki güçlerini kaybetmelerine benzer bir hikayenin bilgisayar sektöründen da yaşanması beklenmektedir. Yerli bilgisayar üreticilerinin tablet bilgisayar ve akıllı telefon alanındaki fırsatları ve tehditleri görebilmelerini diliyorum.


Web sitem: www.muratsaylan.com  

1 Haziran 2007 Cuma

Bilgisayar Markalarımız ve Rekabet


Geleceğin en dinamik sektörü olacağına inandığım Bilgasayar’da, pazarda olan veya pazara girmeyi planlayan yerli markalara nasıl ulusal marka olabilecekleri ve yabancı markalarla nasıl rekabet edebilecekleri konusunda, yerli bir markaya danışmanlık yapmış bir uzman olarak, düşüncelerimi ve önerilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yerli markaların en temel sorunları kalite yetersizliği, segmentasyon ve konumlandırma eksikliği, satış kanallarını iyi değerlendirememe ve pazarlama perspektifinden bakamamaktır.

Bahsettiğim handikapların nasıl aşılabileceğine dair cevaplarım aşağıdaki gibidir.

Kalite es geçilemez.

Türkiye’de ve de dünyada bilgisayar üretimiz montaj ağırlıklıdır. Hemen hemen hiçbir marka bilgisayar iç parçalarını kendisi üretmemektedir. Bilgisayar markası olmanız için parça üreticisi olmanız gerekmez. Bu perspektiften bakarsak, yerli markaların yabancı markalar karşısında herhangi bir dez avantajı olmadığını görürüz.

Çok büyük know-how gerektirmeyen bilgisayar üretiminde toplam kalite standartlarını yakalayabilirseniz yabancı rakiplerle yarışabilecek bilgisayarlar üretebilirsiniz.

Yerli markalar, genellikle yabancı markaların ve/veya bilgisayar parçalarının dağıtıcısı olan işletmeler tarafından yaratılmıştır. Hala parça dağıtıcılarının potansiyel rakip olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye’de yaklaşık 15 tane yabancı ve 25 tane de yerli bilgisayar markası var. Yerli ve yabancı markaların performanslarına dair bazı bilgiler vereyim;
·         2005 yılında, yabancı markaların masaüstü pazar payları %10’un altına gerilemiş durumda. Ama dizüstü ve sunucularda pazar lideri hala onlar.
·         2005 yılında, dizüstü bilgisayar satışlarının yaklaşık %80’ini yabancı markalar gerçekleştirdi.

Orta ve alt kesimlerin ulaşabileceği bilgisayarları yerli markalar piyasaya sunmaktadır ve sunmaya da devam edeceklerdir. Ama bu alanda kar marjının düşük olduğunu belirtmem gerek. Dünya markaları karlarından vazgeçmek istemeyecekleri için, yerli markalar, daha az karlı bilgisayarlardan daha çok satarak geçinebilirler. Zaten yerli markalarımız, bazı kalite standartlarından ödün verdikleri için maliyetleri de yabancılara göre düşüktür.

Yerli markalarımızın en büyük dez avantajı kalite ve müşteri memnuniyeti alanlarındaki eksiklikleridir. Birbiriyle uyumlu olmayan parçalardan oluşturdukları ve montajı sırasında kaliteli işçilik çıkarmadıkları bilgisayarlar çok çabuk problem çıkarabilmektedir. Tabii bir de ucuz parça seçimi var ki, en ölümcül hatalarıdır.

Yerli markaların aklında hep fiyat rekabeti olduğu için ucuz parça seçerler. Kısa ömürlü piller, çabuk arızalanan monitörler, ekran kartları, hatta klavyeler…

Yerli markalarımızın handikabı düşük miktarlardaki üretimleridir. En çok satan yerli markamız bile 150 bin adetlere ulaşamamıştır. Düşük üretim adetleri parça alımında yabancılar kadar iskonto alamamalarına neden olmaktadır. Bilgisayar parçalarını yabancı markalar kadar avantajlı fiyatlardan alabilmek için 1 milyon adetlik sipariş barajını aşmak gerekmektedir.

Montaj atölyeleri genelde apartman altlarıdır. Bilgisayar üretilen yerleri gördüğünüzde bu ne biçim teknoloji firması diyebilirsiniz. Atölyelerde çalışanların nitelikleri zayıftır. Hatta bazı bilgisayar markalarında “bilgisayar mühendisi” bulmanız bile imkânsızdır.

Bilgisayarlar test edilmeden piyasaya verilir. Satış sonrası kurulum ve bakım servisleri ise tam bir felakettir. Kibarlık nedir bilmeyen, müşteri perspektifinden bakamayan, yeteneksiz yetkili servislerin sorunlarınıza çözüm üretmesini beklemeniz hayalcilik olacaktır.

Yerli firmalar bayi ağlarının bir benzeri olarak “teknik servis” ağı da kurmalıdırlar. Bu ağdaki servisler bayilerden bağımsız olmalıdır ve para kazanabilmelidir. Küçük markalar bir araya gelerek ortak “teknik servis ağları” kurmalıdır.

Bilgisayar firmalarının çağrı merkezleri de çözüm üretmekten uzaktır. Eğitimsiz ve tecrübesiz elemanlar, sistemsiz bir çağrı merkezinden, doğal olarak, iyi hizmet verememektedir.

Yerli firmalarımızın en büyük problemi teknoloji alanında bilgi düzeyi düşük insan kaynaklarıdır. Düzenli eğitimlerle ve doğru istihdam politikalarıyla bu açık derhal kapatılmalıdır.

Yine de yerli firmalarımızın kalitelerini artırarak yabancılarla kıyasıya rekabet etmeye devam edeceklerini düşünüyorum. Masaüstü bilgisayarda yabancıların kaliteleri ve satış adetleri yakalanmış durumda. 5 sene içerisinde dizüstünde de aynı başarının yakalanması mucize olmayacaktır.

Tüketiciler homojen değildir.

Rekabet için en önemli silah kalite de değildir. Doğru segmentasyon ve konumlandırma yapmayan markaların şansı yoktur. Yerli markaların tek tip bir kasa ile herkese satmaya çalıştığını görüyoruz.

Segmantasyon tüketicileri anlamlı dilimlere ayırmaktır. Konumlandırma her bir dilimin ihtiyacına ve beklentilerine göre sunum yapmak demektir.

Tüketicilerinizi kamu kuruluşları, KOBİ’ler ve bireyler olarak dilimleyebilirsiniz. Ya da Çocuklar, gençler, orta yaşlılar ve yaşlılar olarak dilimleyebilirsiniz. Ya da zenginler, ortadirekler ve fakirler olarak dilimleyebilirsiniz. Ya da tasarıma düşkün olanlar, performansa düşkün olanlar, sadeliği sevenler olarak dilimleyebilirsiniz. Ya da dışadönükler, içedönükler, iddialılar, asiler, enerjikler, durgunlar olarak dilimleyebilirsiniz. Ya da öğretmenler, öğrenciler, memurlar, işçiler alarak dilimleyebilirsiniz. Ya da tüm bu dilimlemelerin karışımından daha tanımlı küçük hedef kitleler belirleyebilirsiniz. Bu dilimlerdeki insanların ortak ihtiyaçları, ortak beklentileri, ortak davranışları vardır. Her bir dilimdeki insanları iyi araştırmanız, tüketim alışkanlıklarını bilmeniz gerekir. Her bir dilime farklı seslenmeniz, onlara özel bilgisayarlar önermeniz gerekir.

Segmentasyon ve konumlandırmada iyi olan markalar büyüyecektir. Hem ulusal hem de uluslar arası oyuncu olacaklardır. Henüz Türkiye’de segmentasyon ve konumlandırma alanında sağlam ve bilinçli adımlar atan yerli markalar yoktur.

Yerli markalar hangi ana segmentlere odaklanmalı?
·         İlk defa bilgisayar alanların mı, yoksa yenilemek isteyenlerin mi markası olmalılar?
o   Türkiye’de 19 milyon haneden 10 milyonunun bilgisayar alma/kullanma potansiyeli var. 2006 Temmuz itibariyle yaklaşık 2,5 milyon hanede bilgisayar var. Yani 5 yıl içerisinde 7,5 milyon yeni haneye bilgisayar satılabilir. (Türkiye ekonomisinin gelişmesine, kişi başı gelirin artmasına ve bilgisayarların ucuzlamaya devam etmesine bağlı olara)
o   Ayrıca bu 5 yıl içerisinde yenileme amaçlı 2 milyon adet de bilgisayar satılacağına da kesin gözüyle bakılıyor.

·         Evlere mi, ofislere mi odaklanmalı?
o   Türkiye’de, özel ve kamu kuruluşlarında, beyaz yakalı çalışan sayısı yaklaşık 12 milyon. Özel ve kamu kurumlarında yaklaşık 5 milyon bilgisayar var. 5 yıl içerisinde bu kurumların yaklaşık 3,5 milyonu yenileme amaçlı olmak üzere 10 milyon bilgisayar alması bekleniyor.

·         Masaüstü mü, dizüstü mü üretmeliler?
o   Masaüstü ve dizüstü bilgisayar satışlarının 2009 yılında eşitlenmesi bekleniyor.

Hangi satış kanalları avantajlı?

Rekabet için bilgisayarın satılacağı noktalar da önemlidir. Yerli markalar sayısal bulunurluğa mı, ağırlıklı bulunurluğa mı yükleneceklerdir? Nasıl bir bulunurluk kombinasyonu çizeceklerdir? Bu sorulara üretecekleri cevapların kalitesi büyümelerine veya batmalarına neden olacaktır.

Türkiye’de bilgisayar satılan nokta sayısının 15 binin üzerinde olduğu bilinmektedir. Bu noktaların konseptleri birbirinden farklıdır. Bu noktalardan bazıları zaman içerisinde elenecektir. Lokasyonu, mağaza büyüklüğü ve atmosferi, ürün karması ve müşteri ilişkileri daha iyi olan noktalar ayakta olacaktır.

Satış noktaları ciro ve karlılıkta farklı fırsatlar sunmaktadır. Doğru satış kanalları karması ile gelir riski azaltılmalıdır.

Bilgisayar satılan noktaları/kanalları aşağıdaki tablodaki gibi sıralayabiliriz.

Tekno MarketlerTK
Bağımsız MağazalarBM
Bilgisayar Markalarının Proje Bazlı SatışlarıBMPBS
Proje Firmaları (Toptan Satış)PF
Bireysel ToplamacılarBT
Bilgisayar Markası ZincirleriBMZ
Beyaz Eşya MağazalarıBEM
Hiper MarketlerHM
Tekil ve Zincir Çeyiz MağazalarıTZÇM
Diğer Perakende NoktalarıDPN
E-MarketlerEM

2006 yılında bilgisayar satış noktalarının/kanallarının tahmini pazar paylarının aşağıdaki tablo gibi olduğunu söyleyebilirim.


Türkiye’de bilgisayar satan bağımsız nokta sayısı 5000 adet civarında. Buralara mal vermek daha karlı. Zincir mağazalara (Teknosa, Gold, Siemens…vb) mal vermek ise daha az karlı. Ama tüketiciye bir çok avantajı bir arada sunan zincir mağazaların (tekno-marketlerin) yaygınlığı ve satış grafiği hızla artıyor.

Kurumlara satış yapmak da önemli bir gelir kalemidir. Bu alana özel ekipler kuran ve stratejiler geliştiren markalar (karlılıkları az da olsa) sürümden kazanacaklar ve bilinirlik elde edeceklerdir.

Yerli markalara kendi mağazalarını açmalarını hiç tavsiye etmiyorum. İçinde yeterince ürün ve marka bulunmayan mağazaların hayatta kalma şansı yoktur. Reklam amaçlı olarak alışveriş merkezlerinde açabilirler. Tabi zarar etmeyi göze almaları gerekir.

Farklı mağaza zincirleriyle işbirliği yapmak önemli bir satış kanalı olacaktır. Örneğin, Migroslarda satmak, İstikbal bayilerinde satmak, Bosch bayilerinde satmak…

Çeyiz mağazaları da (Evkur gibi) önemli bir satış kanalıdır. Buralarda bulunmak da cirosal avantajlar sağlayacaktır.

Alternatif satış kanallarının geleceği de parlaktır. İnternetten satış, doğrudan satış, katalogla satış, telefonla satış…vb

2010 yılında bilgisayar satış noktalarının/kanallarının tahmini pazar paylarının aşağıdaki tablodaki gibi olacağını söyleyebilirim.



Satış yapılanması nasıl olmalı?

Öncelikle bireylere yönelik satışlarda toptancıları devreden çıkarmalarını direkt perakendeciye mal vermelerini öneriyorum.

Online B2B ticareti yapmayan veya beceremeyen markalara hayat şansı tanımıyorum.

Türkiye’yi bölgelere ayıran, her bir bölgedeki portföye bir satış temsilcisi adayan markalar başarıyı yakalayacaktır. Tabi bu portföye birer kanal geliştirme elemanı ve finans elemanı da atanmalı ve bu elemanlar satış temsilcisiyle koordineli çalışmalıdır. Saha ne kadar çok ziyaret edilir, tanınır ve kontrol adlına alınırsa başarı o kadar yüksek olacaktır. (Not: birbirine yakın 5 il bir bölge/portföy olarak tanımlanmalıdır.)

Satış kanallarına özel konfigürasyonlar oluşturulmalıdır. Örneğin, zincir kanal için oluşturulan konfigürasyonlar diğer kanallara verilmemelidir.


Pazarlamanın hakkını veren var mı?

Yok. Çünkü hiçbirinin pazarlama departmanı yok. (Satış departmanına pazarlama departmanı diyen aklı evveller sakı itiraz etmesin) Doğal olarak pazarlamanın ne olduğunu da bilmiyorlar. Satış zannediyorlar. Bu konuda biraz kitap okuyanların pazarlamayı reklam yapmak zannettiklerini de maalesef biliyorum.

Tüketicilerin ne istediği araştırmalarla belirlenmelidir. Onların istekleri doğrultusunda üretim yapılmalıdır. Müşteri odaklı olmayan markalara şans tanımıyorum.

CRM programıyla kullanıcılarımız takip edilmelidir. Sizden 1 kere bilgisayar alanın daha sonra sizden 34 bilgisayar daha alabileceği unutulmamalıdır.

Ürün fiyatlandırmasında komponent ve işletme maliyetinin yanı sıra, tanıtım, teknik servis, garanti, zorunlu yedek parça stoku da hesaba katılmalıdır. Fiyat rekabeti sebebiyle konulan fiyatlar, hizmet kalitesine ve pazarlamaya ayrılacak sağlayacak bütçeleri yememelidir.

Pazarlama bölümünde kategorilerden sorumlu ürün yöneticileri olmalıdır. Görevleri;
  • Teknolojiyi, rakipleri, satış kanallarını, tüketimi ve tüketicileri takip ederek sorumlu oldukları kategorinin portföyünü belirlemek
  • “Ürün Yaşam Eğrisi”ne göre her ürünün üretim miktarını belirlemek ve satış performansını kontrol altında tutmak  (Ne yok satmalıyız, ne de stok tutmalıyız)
  • Satış ekibini ve satış noktalarını bilgilendirmek
olmalıdır.

İletişime yatırım yapmayan markalara şans tanımıyorum. İletişim sürekli ve tutarlı olmalıdır. TV reklamına bütçeler kısa gelebilir. Ama çok geniş iletişim alternatiflerinin olduğu unutulmamalıdır.

Hedefli, planlı ve ölçümlü çalışmayan markalara şans tanımıyorum. Nereye ulaşmak istediğini, satış hedeflerini belirleyen, gün gün, hafta hafta, ay ay yapacaklarını 1 yıl öncesinden belirleyen, performans kriterlerine ve hedeflerine göre ölçüm yapan firmalar  kazanacaktır. 

Dünya markası çıkar mı?

Çıkar. 5 yıl içerisinde bir yerli marka 1 milyon satış barajına yaklaşacaktır. Bu rakamın %70’i iç pazardan, %30’u dış pazarlardan elde edilecektir.

Çok yakında yerli markalarımıza ulusal çapta satıyor olmak yetmeyecektir. Yurt dışına da satış yapan firmalar rekabette öne geçeceklerdir.

1 milyon barajına ulaşan ve pazarlamaya önem veren yerli markanın dünya markası olması zor olmayacaktır.

Umarım sektördeki yerli markaların patronları ve pazarlama yöneticileri için aydınlatıcı bir yazı olmuştur. 

1 Şubat 2007 Perşembe

Bilgisayar Tüketimi ve Tüketiciler


Bilgisayar hem iş dünyası için hem de kişisel hayat için gittikçe vazgeçilmez bir unsur halini alıyor. Bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasının ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacağı inancındayım. Az gelişmiş ülkeler ile çok gelişmiş ülkeler arasındaki farkı bilgisayar kullanımının azaltacağını düşünüyorum.

Bilgisayarlaşmanın artmasıyla olumlu anlamda kültürel bir değişim de yaşadığımız kanısındayım. Bilgisayarlaşmanın bilgi ve beceri düzeylerimizi artırdığını, daha yaratıcı ve vizyonu olan bir toplum haline gelmemize yardımcı olduğunu hep beraber göreceğiz.

Kısaca bilgi çağının hakkını verebilmek için bilgisayarlaşmamız gerektiğini söyleyebilirim.

Bilgisayar kişisel bir üründür. Yakın gelecekte, cep telefonu olan herkesin bilgisayarının da olacağına inanıyorum. Bundan sonra “her eve bir bilgisayar” değil “herkese bir bilgisayar” kampanyalarının yürütüleceği kanaatindeyim.

Personel Computer (PC) tanımının dizüstü bilgisayarlara daha çok yakıştığını düşünüyorum. Çünkü dizüstüler gerçekten kişisel kullanıma mahsus bilgisayarlar. ABD ve AB ülkelerinde dizüstü bilgisayar satışları masaüstünü yakalamış durumdadır. 5 yıl içerisinde Türkiye’de toplam bilgisayar satışının sadece %10’unun masaüstü olacağını iddia ediyorum.

Yine 5 yıllık bir gelecekte bilgisayar sahiplik yaşı 7’ye inecektir. Bilgisayar değiştirme hızı da 2 yıla düşecektir. Buradan hareketle 77 yıl yaşayan bir insanın ömrü boyunca 35 bilgisayar alacağını söyleyebiliriz.

Bu bilgiden yola çıkarak bilgisayar satışlarının sürekli artacağını ve bilgisayar firmalarının arasındaki rekabetin çok çetin geçeceğini söyleyebiliriz. Rekabet zekası olan markalar ayakta kalacaktır.

Yaşamı boyunca 35 bilgisayar tüketecek bir insanın kaçıncı sırada almış olursa olsun en işine yarayan markayı sürekli almaya devam edeceğini ve marka bağımlısı haline geleceğini öngörmek zor değil. Bilgisayar kullanıcıları “illallah” dediği markayı ise bir daha almayacak ve yakınlarına da aldırmayacaktır.

Bu perspektiften bakınca, pazara yeni giren veya girecek yerli markaların şansının hala çok yüksek olduğunu söyleyebilirim.  (“İllallah” demediğimiz yerli marka yok gibi.)

Teknoloji firmalarını ürün ve finansal hatalardan çok, tüketici nefreti batırır. İnsanlar bir marka ile kötü deneyim yaşamış ve çözüm yolu bulamamış veya geç bulmuşlarsa, o markaya karşı nefret beslerler. Hatta o markanın tüketilmemesi için inanılmaz bir çaba içine girerler.  Markadan nefret duyan kişi, söz konusu ürün grubunun kanaat önderiyse, yani bir çok insan ona danışarak alışveriş yapıyorsa, marka hızla müşteri ve prestij kaybetmeye başlar.

Bilgisayar markaları, tüketicileri (potansiyel ve mevcut bilgisayar kullanıcılarını) iyi tanımalıdırlar. Tüketiciler hakkındaki bilginin derinliği pazarlama faaliyetlerini mükemmel hale getirecek, dolayısıyla tercih edilirliklerini artıracaktır.  

Araştırmalara göre bilgisayar alırken bireysel tüketicinin tercihlerini etkileyen etmenleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.
1.      Tavsiye
2.      Önceki tecrübeler
3.      Fiyat
4.      Ürün Özellikleri /Konfigürasyon
5.      Ödeme koşulları
6.      Promosyon
7.      Kampanyalar
8.      Marka bilinirliği
9.      Reklamlar

Gördüğünüz gibi tavsiye birinci sıradadır. Yani ağızdan ağza pazarlama önemlidir. Bilirkişilerin görüşleri önemlidir. Kimdir bilir kişi? Şimdilik hayatlarında en az bir defa bilgisayar sahibi olanlardır. Bilgisayar mühendisleri, yazılımcılar veya bilgisayar kurtları üst düzey bilirkişilerdir. Bilirkişilerin görüş bildirmesi ilk defa bilgisayar alacakların tercihlerini damardan etkilemektedir.

Bu durumda yerli markalar bilgisayar sattıkları kişilere daha fazla önem göstermelidirler.  Özel yaklaşım sergilemeleri, müşteri memnuniyetine önem vermeleri gerekir.

Bu bilirkişilerin gözünde; kablosuz iletişim teknolojileri, yüksek çözünürlükte görüntü teknolojileri, yüksek kapasiteli depolama ve yedekleme teknolojileri, çokluortam özellikleri, uyumluluk, tasarım, kullanım kolaylığı, satış sonrası hizmet kalitesi ve toplam sahip olma maliyeti son kullanıcı açısından satın alma tercihlerini etkileyen ana faktörlerdir.

Kötü deneyim yaşatmış marka müşterisini ya direkt rakiplerine ya yeni markalara ya da merdiven altına kaçırabilmektedirler.

Sektöre yatırım yapan yerli markaların en büyük problemi merdivenaltı üretim denilen markasız (toplama) bilgisayarlardır. Bu bilgisayarlara olan ilgi her yıl düşmekle birlikte hala önemli bir miktara sahiptir. Yerli markaların kalitesizliği merdivenaltının yaşamasında önemli bir sebeptir.

Mevcut yerel markalar çıtayı yukarı çekmezse, bilgisayar ve parçaları dağıtıcısı olan diğer işletmeler de toplama ve/veya kendi markasıyla bilgisayar üretmeye ve satmaya cüret edecektir. Yerel markaların düşük kalitesi yeni girişimcileri cesaretlendirmektedir.

Fırsatçı ve gelir düzeyi düşük tüketiciler için satın almada en belirleyici etken önce fiyat, sonra ödeme koşulları, daha sonra konfigürasyondur.

İnsanlar, tanıdığı, güvendiği, kendisine tavsiye edilen, daha önce kullanmaktan memnun olduğu markalara yönelecektir.

İşte size bilgisayar tüketimine dair önemli ip uçları;

·         İnsanların bilgisayar alma ve/veya kullanma nedenleri sırasıyla;
o   İş amaçlı kullanım
o   İnternet kullanımı
o   Oyun oynamak
o   Chat (sohbet) yapmak
o   E-mail alıp vermek
o   Film seyretmek / Müzik dinlemek
o   Ödev hazırlamak
o   Yazı yazmak
o   Diğer nedenler

·         Türkiye’deki bilgisayar kullanıcılarının %75’inin 35 yaş altında olduğu tahmin edilmektedir.

·         Çocuklar eve alınan bilgisayarın markasını belirleyen unsurlardır.

·         Türkiye’de bilgisayar yenileme süresi ortalama 4-5 yıldır.

·         2006’da satılan bilgisayarların
o   %45’i taksitli kredi kartları ile
o   %10’u çekle
o   %25’i senetle
o   %20’si nakitle (elden/havale) alındığı tahmin ediliyor.

·         Bir araştırmaya göre yaş gruplarına göre bilgisayar kullanım oranları şöyle;


Bilgisayar Kullanan
İnternet Kullanan
Yaş Grubu
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
16-24
21.07
44.40
15.95
38.30
25-34
13.10
26.41
9.87
21.47
35-44
7.05
19.16
4.92
13.89
45-54
2.76
12.91
1.66
9.28
55-64
0.67
4
0.64
2.67
65-74
0.11
0.80
0.06
0.88


2007 yılında yaklaşık 3 milyon bilgisayar satılacağı tahmin ediliyor. Bu pazardan sağlam bir dilim almak isteyen markalar tüketicilerden yola çıkarak iş ve pazarlama planlarını yapmalıdırlar. Müşteri memnuniyeti de birinci hedefleri olmalıdır. 

1 Kasım 2006 Çarşamba

Bilgisayar Sektörü ve Gelecek


Bilgisayar sektörü nereye gidiyor, geleceğin trendleri neler olacak, kullanıcıları ve üreticileri neler bekliyor? 2007 ve sonrasında neler yaşanacağına dair öngörülerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
·         Bilgisayar başında insanlar daha çok vakit geçirecek.
·         Bilgisayarı yenileme süresi kısalacak.
·         Bilgisayar fiyatları ucuzlamaya devam edecek.
·         Bilgisayarda tasarım, estetik öne çıkacak.
·         Yerli markalar kaliteye daha fazla önem verecek.
·         Dizüstü satışları masaüstünü geçecek.
·         Markalarda konsolidasyon yaşanacak. Yerli markalar arasında birleşmeler ve satın almalar yaşanacak.
·         Dizüstünde yabancı markaların gücü 2008’de kırılacak, yerliler öne geçecek.
·         Dizüstülerin pil ömrü 2010 senesinde 24 saati geçecek.
·         2010’da hanelerin üçte birinde bilgisayar olacak.
·         Bilgisayar her evin vazgeçilmez eşyası olacak. Buzdolabı, çamaşır makinesi gibi…
·         Evlere girmek için fiyat rekabetine dayanan kampanyalar düzenlenecek. (Özellikle düşük konfigürasyonlu modeller parlatılacak)
·         2008’de satılan bilgisayarların
o   Hiçbiri tüplü ekranlı (CRT monitör) olmayacak.
o   Hepsinde entegre kamera olacak.
o   Hepsi en az çift çekirdekli işlemcili olacak
o   Hepsinde wireless olacak. Sadece elektrik kablosu olacak. Diğer birimlerle (klavye, mouse, modem, yazıcı, tarayıcı vb.) kablosuz iletişim kurulacak.
·         Kod adı “Yeşil Makine” olan ve öğrencileri hedefleyen dizüstü bilgisayar 2008’de piyasaya sürüldüğünde ortalık karışacak.
·         Bütün markalar ve bilgisayar perakendecileri dizüstü bilgisayar satışına geçmiş yıllara oranla daha çok önem verecek.
·         Yerli firmalarımız pazarlamayı keşfedecek. Segmentasyon, konumlandırma, farklılaşma önem kazanacak.
·         Firmalar konfigürasyon ve fiyat temelli reklam yapmaya devam ederken, marka değeri yaratmak için de imaj reklamı yapmaya başlayacaklar.
·         Bilinirlik araştırmalarında önde çıkmak önem kazanacak. Bilinen markaların satışları daha iyi olacak.
·         PR önem kazanacak. Bilgisayar firmaları hakkında daha çok haber okuyacağız, dinleyeceğiz.
·         Tekno-Marketlerin sayısı artacak ve bilgisayar satışlarının %50’den fazlası buralarda gerçekleşecek. Bu yayılma orta ve uzun vadede bağımsız bilgisayar perakendecilerini olumsuz etkileyecektir. Bu tip noktalar şehir içlerinde güç kaybedecek ama ilçelerdeki varlıklarını güçlenerek devam ettireceklerdir.
·         Tekno-marketlere “private label” üretim yapılacak.
  • Taksitli kredi kartları ile bilgisayar alışverişinin yüzdesi giderek artmaktadır. Tüm kartların geçerli olduğu noktalar avantajlı olacak.
  • Kamu ve özel sektör önemli alıcı olmaya devam edecek. Bireysel kullanıcıların yanı sıra bu alana da odaklanan firmalar satışlarını artırabilecek ve markalaşacak.
·         Devletin yapacağı ihalelerde sıkı rekabet yaşanacak.
·         2010 yılına kadar yerli markalar arasında konsolidasyon yaşanması ve marka sayısının azalması beklenmektedir
·         Bilgisayar kişisel bir araçtır. Tüm dünyada olacağı gibi Türkiye’de de herkesin bir bilgisayarı olacak.
·         Bilgisayar satılan nitelikli nokta sayısı artacak.
·         Yerli markalar ihracatı ve uluslar arası pazarlamayı keşfedecek.

1 Ağustos 2006 Salı

Bilgisayar Sektörü


Bilgisayar sektörüne ait hazırlamış olduğum bir rapordan size güzel bir özet çıkardım. İlgilenenler için faydalı olacağını düşünüyorum. (Vatana millete hayırlı olsun)

2005 yılında 2 milyon civarında bilgisayar satıldığını biliyor muydunuz? 2005’de 2 milyar doları aşan bilgisayar pazarının 2006’da %20 büyümesi bekleniyor ve bilgisayar satışının 2,5 milyon adeti aşacağı tahmin ediliyor.

Türkiye’de 1990 başı ile 2005 sonu arasında, (son 16 yılda) yaklaşık 9 milyon bilgisayar satıldı.

Türkiye’nin bilgisayar parkının 2005 yılı sonu itibariyle;
·         6,5 milyon adet olduğu tahmin ediliyor.
·         Evlerin %11’inde (2 milyon adet) bilgisayar var (Avrupa ve ABD’ve bilgisayarın hane penetrasyonu %50 yi geçmiş durumda).
·         İşyerlerindeki bilgisayarların sayısı ise 4,5 milyon adet civarında.
·         Kullanımdaki bilgisayarların %20’si (1,4 milyon) dizüstü 
·         Bilgisayar ve internet kullanabilen kişi sayısının 10 milyon olduğu tahmin ediliyor. (BT Haber’e göre 16 milyon)
·         Ev ve ofislerdeki bilgisayarların %30’unun toplama bilgisayar olduğu tahmin ediliyor.

Geçmiş ve gelecek yıllara göre bilgisayar satışlarını, eve ve ofise ne kadar yapıldığı, ne kadarının masaüstü ne kadarının dizüstü, ne kadarının yerli, ne kadarının yabancı, ne kadarının no name olduğunu gösteren tablo aşağıdadır. Bu tabloyu çeşitli kaynaklardan aldığım bilgiler ışığında hazırladığımı ve tahmini rakamları içerdiğini belirtmeliyim. (İtirazlara açıktır)


Gayri-resmi
Rakamlar
Büyüme
(%)
Ev
(adet)
Ev
(%)
Ofis
(adet)
Ofis
(%)
Masaüstü
(adet)
Masaüstü
(%)
Dizüstü
(adet)
Dizüstü
(%)
1990
100.000    

 8.000   
8
92.000   
92
   100.000      
100
             -      
0
1991
150.000    
    50     
13.500   
9
136.500    
91
   150.000      
100
             -      
0
1992
175.000    
    17     
8.750   
5
166.250    
95
175.000    
100
             -      
0
1993
200.000    
    14     
20.000   
10
180.000    
90
200.000    
100
             -      
0
1994
150.000    
-   25     
9.000   
6
141.000    
94
 150.000      
100
             -     
0
1995
200.000    
    33     
14.000   
7
186.000    
93
198.000    
99
2.000   
1
1996
240.000    
    20     
19.200   
8
220.800    
92
235.200    
98
4.800   
2
1997
360.000    
    50     
32.400   
9
327.600    
91
345.600    
96
14.400    
4
1998
410.000    
    14     
41.000   
10
369.000    
90
389.500    
95
20.500   
5
1999
530.000    
    29     
47.700   
9
482.300    
91
498.200    
94
31.800   
6
2000
850.000    
    60     
127.500    
15
722.500    
85
756.500    
89
93.500   
11
2001
400.000    
-   53     
92.000   
23
308.000    
77
352.000    
88
48.000   
12
2002
600.000    
    50     
144.000    
24
456.000    
76
516.000    
86
84.000   
14
2003
1.000.000
    67     
300.000    
30
700.000    
70
810.000    
81
190.000    
19
2004
1.500.000
    50     
525.000    
35
975.000    
65
1.125.000
75
375.000    
25
2005
2.200.000
    47     
880.000    
40
1.320.000
60
1.606.000
73
594.000    
27
2006
2.500.000
    14     
1.000.000
40
1.500.000
60
1.625.000
65
875.000    
35
2007
3.000.000
    20     
1.200.000
40
1.800.000
60
1.800.000
60
1.200.000
40
2008
3.500.000
    17     
1.400.000
40
2.100.000
60
1.925.000
55
1.575.000
45
2009
4.500.000
    29     
1.800.000
40
2.700.000
60
2.250.000
50
2.250.000
50
2010
5.000.000
    11     
2.000.000
40
3.000.000
60
2.250.000
45
2.750.000
55

Aşağıdaki tabloda ise Türkiye’deki bilgisayar parkına dair tahmini rakamları belirten tablomu görebilirsiniz.  


Kullanımdaki Bilgisayarlar

Ev
(adet)
Ofis
(adet)
Ev
(%)
Ofis
(%)
Masaüstü
(adet)
Dizüstü
(adet)
Masaüstü
(%)
Dizüstü
(%)
Toplam
Büyüme
(%)
1990
             8.000   
           92.000   
       8      
     92      
         100.000   

       100      

         100.000   

1991
           21.500   
         228.500   
       9      
     91      
         250.000   

       100      

         250.000   
    150      
1992
           30.250   
         394.750   
       7      
     93      
         425.000   

       100      

         425.000   
      70      
1993
           50.250   
         574.750   
       8      
     92      
         625.000   

       100      

         625.000   
      47      
1994
           59.250   
         715.750   
       8      
     92      
         775.000   

       100      

         775.000   
      24      
1995
           73.250   
         901.750   
       8      
     92      
         973.000   
             2.000   
       100      
       0      
         975.000   
      26      
1996
           84.450   
      1.030.550   
       8      
     92      
      1.108.200   
             6.800   
         99      
       1      
      1.115.000   
      14      
1997
         103.350   
      1.221.650   
       8      
     92      
      1.303.800   
           21.200   
         98      
       2      
      1.325.000   
      19      
1998
         135.600   
      1.424.400   
       9      
     91      
      1.518.300   
           41.700   
         97      
       3      
      1.560.000   
      18      
1999
         163.300   
      1.726.700   
       9      
     91      
      1.816.500   
           73.500   
         96      
       4      
      1.890.000   
      21      
2000
         281.800   
      2.308.200   
     11      
     89      
      2.423.000   
         167.000   
         94      
       6      
      2.590.000   
      37      
2001
         359.800   
      2.430.200   
     13      
     87      
      2.577.000   
         213.000   
         92      
       8      
      2.790.000   
        8      
2002
         484.600   
      2.665.400   
     15      
     85      
      2.857.800   
         292.200   
         91      
       9      
      3.150.000   
      13      
2003
         752.200   
      3.037.800   
     20      
     80      
      3.322.200   
         467.800   
         88      
     12      
      3.790.000   
      20      
2004
      1.236.200   
      3.643.800   
     25      
     75      
      4.057.700   
         822.300   
         83      
     17      
      4.880.000   
      29      
2005
      2.068.500   
      4.481.500   
     32      
     68      
      5.165.500   
      1.384.500   
         79      
     21      
      6.550.000   
      34      
2006
      2.941.000   
      5.259.000   
     36      
     64      
      6.034.000   
      2.166.000   
         74      
     26      
      8.200.000   
      25      
2007
      4.049.000   
      6.751.000   
     37      
     63      
      7.482.000   
      3.318.000   
         69      
     31      
    10.800.000    
      32      
2008
      5.305.000   
      8.395.000   
     39      
     61      
      8.891.000   
      4.809.000   
         65      
     35      
    13.700.000    
      27      
2009
      6.805.000   
    10.395.000    
     40      
     60      
    10.331.000    
      6.869.000   
         60      
     40      
    17.200.000    
      26      
2010
      8.280.000   
    12.420.000    
     40      
     60      
    11.456.000    
      9.244.000   
         55      
     45      
    20.700.000    
      20      

Satış adetleri bazında yerlilerde Casper, yabancılarda HP, liderliği son 3 yıldır elinde tutuyor.
·         AC Nielsen 'ın her yıl gerçekleştirdiği yılın en başarılı markalar araştırmasında Casper, bilgisayar alanında yüzde 25.6 oranıyla yine ilk akla gelen bilgisayar markası oldu. En yakın takipçisinin yaklaşık 3.3 kat önünde bir bilinirliğe sahip olan Casper, araştırmada baz alınan bütün kriterlerde de açık farkla yine 1. olmayı başardı. Araştırmaya katılarak ilk akıllarına gelen bilgisayar markasını söyleyen kişilerde ise bu oran yüzde 37.5'e ulaştı.

2006 yılında neler olacak?
·         2,5 milyon bilgisayar satılacak. 500 bini yenileme amaçlı alınacak.
·         Satılan bilgisayarların 1 milyonu dizüstü, 1,5 milyonu masaüstü olacak.
·         850 bin bilgisayar kullanım dışı kalacak.
·         Bilgisayar popülasyonu (parkı) 1 milyon 650 bin artışla, 7,8 milyona ulaşacak.
·         Satış payları şöyle gerçekleşecek:
o   Yabancı Markalar                  %30     750.000 adet
o   Yerli Markalar                       %45     1.125.000 adet
o   Toplama Ürünler                    %25     625.000 adet
·         2006’nın sonlarında ADSL abonesi sayısı 2 milyonu geçecek. 2010 yılında 10 milyon ADSL abonesi olacak.

Bilgisayar’da dünyada neler oluyor?
Dünya çapında PC nüfusu 2004 yılı sonunda 820 milyonu, 2005 yılı sonunda da 1 milyarı aştı.

Geçtiğimiz yıl dünyada, toplam kişisel bilgisayar satışları yüzde 8 artışla 204 milyona yükseldi (2004 yılında ise bilgisayar satışları yüzde 12 artışla 189 milyona ulaşmıştı).

Marka
Satış adedi
Pazar payı
Dell
37,5 milyon
%17
HP
32 milyon
%15
IBM Lenovo
14,5 milyon
%7
Acer
12 milyon
%6
Fujitsu Siemens
10 milyon
%5
Diğer
102 milyon
%50
TOPLAM
204 milyon
%100

Gartner Araştırma Şirketi, dünya PC pazarının ürün yenileme ve mobilite eğilimleri ile 2006 yılında da parlak bir yıl geçireceğini, buna rağmen 2007 yılından itibaren özellikle gelişmiş ülkelerin PC satışlarındaki artış oranının sıfıra yakın olacağını savunuyor.

2003-2004 yılları arasında ortalama %12 büyüme gerçekleştiren PC pazarının 2006-2008 yılları arasında sadece yüzde 5’erlik büyüme rakamları gerçekleştirmesi bekleniyor.

Gartner'a göre büyüme hızının gerilemesi ve PC satışlarında karlılığın düşmesi sonucunda, dünyanın en büyük PC markalarının bazıları (IBM gibi) PC işini bırakmak zorunda kalacak.

Devler gelişmekte olan ülkelere odaklanarak ayakta kalmaya çalışacak, ama pazarı yerli üreticiler ele geçirecek.

Dünya genelinde PC satış rakamlarının düşmesine karşılık, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde satış rakamları artmaya devam edecek. Rusya, Hindistan ve Çin pazarları en çok büyümesi beklenen pazarlar.

Bilgisayar penetrasyonunun düşük olduğu bu pazarlarda uluslararası markalar pazar paylarını yerli üreticilere kaptıracaklar. Bunun paralelinde, Lenovo’nun IBM’in PC bölümünü alarak yaptığı gibi, yerel üreticilerin uluslararası veya bölgesel marka olma olasılığı da gündeme gelecek. Ancak yerel üreticiler, özellikle ev pazarındaki konumlarını güçlendirmek için kendi aralarında evliliklere gidebilir.

Tüm dünyada bilgisayar fiyatları günden güne ucuzlamaktadır. 10 yıllık süreçte dizüstü bilgisayarları 200-250 dolara alacağımızı tahmin ediyorum. Bugün bilgisayarların daha da ucuz olmamasının sebebi 2 tröste dayanıyor. İşlemci devi Intel ve işletim sistemi devi Micrisoft.
·         “Intel Inside” çalışması sayesinde tüketiciler tarafından en bilinen bilgisayar parçası markası Intel’dir. Intel’in bilinirliği yüksek olduğu için tüketiciler de işlemcisi Intel olan bilgisayarları tercih ediyor. Haliyle ilgisayar üreten firmalar işlemci olarak çoğunlukla Intel’i seçiyor. Dünyada satılan bilgisayarların %85’i Intel işlemcili. En güçlü rakibi AMD. AMD işlemcili bilgisayarların üretimleri ve satışları ise giderek artıyor.
·         Bilgisayar üreten firmalar işletim sistemi olarak çoğunlukla MS Windows’u tercih ediyorlar. Ardından Linux geliyor. Firmalar işletim sistemlerinin “bandle” adı verilen versiyonunu alıyorlar. Yüksek sayıda alım yapan bilgisayar firmaları “XP Professional” için yaklaşık 70 dolar, “XP Home Edition” için 60 dolar, “Starter Edition” için 20 dolar ödüyorlar.